Miras hukuku, bir kişinin vefatından sonra malvarlığının (tereke) kimlere ve nasıl paylaştırılacağını düzenler. Ancak uygulamada, duygusal süreçlerin de etkisiyle kardeşler veya akrabalar arasında en ciddi hukuki ihtilafların yaşandığı alandır.

Kezer & Partners Hukuk Bürosu olarak; miras paylaşımı, vasiyetnamenin hazırlanması ve mirasçılık belgesinin alınması gibi süreçlerde müvekkillerimizin haklarını koruyoruz.

1. Mirastan Mal Kaçırma (Muris Muvazaası) Davaları

Miras bırakan kişinin, sağlığında bazı mirasçılarını (örneğin kız çocuklarını veya ikinci eşten olan çocukları) mirastan mahrum bırakmak için mallarını satış gibi göstererek başkasına devretmesi sıkça görülür.

  • Ne Yapılabilir? Bu durumda, saklı payı zedelenen mirasçılar “Tapu İptal ve Tescil Davası” açarak, kaçırılan malın terekeye (miras havuzuna) geri dönmesini sağlayabilirler.

2. İzale-i Şuyu (Ortaklığın Giderilmesi)

Miras kalan gayrimenkuller üzerinde mirasçılar anlaşamazsa (Biri “satalım”, diğeri “satmayalım” derse), mahkemeden “Ortaklığın Giderilmesi” istenir. Mahkeme taşınmazı ihale yoluyla satar ve parasını hisseleri oranında mirasçılara dağıtır.

3. Vasiyetname ve Tenkis Davası

Kişi vefat etmeden önce malvarlığını dilediği gibi vasiyet edebilir, ancak bu hak sınırsız değildir. Eş ve çocukların kanunen dokunulamaz “Saklı Payları” vardır.

  • Eğer vasiyetname ile saklı payınız ihlal edildiyse, “Tenkis Davası” açarak hakkınız olan payı geri alabilirsiniz.

4. Mirasın Reddi (Reddi Miras)

Miras bırakanın borçları, malvarlığından fazlaysa; mirasçıların bu borcu ödemek zorunda kalmamak için vefattan itibaren 3 ay içinde mirası reddetme hakkı vardır. Bu süreyi kaçırmamak hayati önem taşır.

Miras davaları, nüfus kayıtlarının incelenmesi ve bilirkişi hesaplamaları gerektiren teknik davalardır. Hak kaybı yaşamamak için süreci bir miras avukatı ile yönetmek en doğrusudur.